TÜRKİYE GENELİ

KORONA VİRÜS VERİLERİ

VAKA: 0
AKTİF VAKA: 0
ÖLÜM: 0
İYİLEŞME: 0

TÜRKİYE VE DÜNYA ÜZERİNDE KORONA VİRÜS VERİLERİ İÇİN

Ana Sayfa Gündem 13 Temmuz 2020

15 Temmuz’da geleceğimize sahip çıktık

15 TEMMUZ BİR MİLAT: 15 Temmuz, tarihimizin en büyük direniş destanlarından biridir. O gece milletimiz, kadınıerkeği, genci-yaşlısıyla…

15 TEMMUZ BİR MİLAT: 15 Temmuz, tarihimizin en büyük direniş destanlarından biridir. O gece milletimiz, kadınıerkeği, genci-yaşlısıyla iradesine, geleceğine ve devletine sahip çıkmıştır. 15 Temmuz, milli irade üzerindeki vesayet zincirlerinin kırılması açısından da bir milat olmuştur. Türkiye’yi esaret altına almak isteyen güçlerin 40 yıldır beslediği, büyüttüğü FETÖ’nün gerçek yüzü ortaya çıkmıştır. Bugün topraklarımızda özgürce yaşıyorsak şehitlerimizin ve gazilerimizin sayesindedir. Türkiye’nin 1950’de başlayan demokrasi yolculuğu, maalesef her 10 yılda bir tekrarlanan müdahalelerle sürekli kesintiye uğradı. Sandıktan çıkan irade hiçbir zaman tam olarak ülke yönetimine yansımadı. Kefenimizi giyerek çıktığımız bu yolculukta, milletin emanetine sahip çıkma noktasında her türlü mücadeleyi verdik. Bu tarihi süreç içinde 15 Temmuz, Türkiye’de gerçek anlamda millet egemenliğinin tesis edildiği gündür. Milletin iradesini teslim alma teşebbüsü, bizzat milletin direnişi ile engellenmiştir.

İLK 4 ÜLKEDEN BİRİ OLACAĞIZ
Savunma sanayiinde yerlilik oranını yüzde 70’lerin üstüne çıkardık. 2002’de sadece 62 savunma projesi yürütülürken, bugün bu sayı 700’e yaklaştı. Son 5 yılda yaklaşık 350 yeni proje başlattık. Savunma sanayi projelerimizin en önemlisi şüphesiz SİHA ve İHA’lardır. AKINCI ile bu alanda dünyanın ilk 4 ülkesinden biri olacağız. Küresel düzeyde yeniden şekillenecek siyasi ve ekonomik yapıda Türkiye, avantajlı bir yerde. Daha salgın dönemi bitmeden, dünyadan alternatif üretim ve tedarik kanalları için ülkemizdeki firmalarla temasa geçilmeye başlandı. Bu sıkıntılı süreci fırsata çevirecek, 2023 hedeflerine bir adım daha yaklaşırız.

KAOSTAN BESLENENLERİN HESAPLARINI BOZDUK
Türkiye’nin kimsenin toprağında, egemenliğinde gözümüz yoktur. Fransa ve Abu Dabi yönetimi başta olmak üzere kimi ülkelerce yü rütülen propagandanın arkasında, Türkiye’nin hukuk, demokrasi ve adalet eksenli mücadelesine yönelik tahammülsüzlük vardır. Türkiye, sahada ve masadaki başarılı mücadelelerle kan ve kaostan beslenenlerin hesaplarını bozmuştur. Libya’da uluslararası toplum meşru hükümeti destekleyerek artık tercihini yapmalı, savaş suçu işleyen darbecileri durdurmalıdır. Libya’yı kan gölüne çeviren lejyonerler ülkeden çıkarılmalıdır. Aralarında komşularımızın da olduğu bazı ülkeler, Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de etkisizleştirmek için hatalı bir sürecin içine girdi. KKTC ve Türkiye’nin Akdeniz’deki haklarını gasp etmek istediler. Hedefleri, Akdeniz’e en uzun kıyıya sahip olan ülkemizi sadece oltayla balık tutacak bir kıyı şeridine mahkum etmek. Ama attığımız adımlarla bu planı boşa çıkardık. Biz tarih boyunca farklı medeniyetlere beşiklik etmiş Akdeniz’de gerilim istemiyoruz. İş birliğini ve adil bir paylaşımı esas alan her türlü teklife kapımız açıktır.

KEMAL KILIÇDAROĞLU O GECE KİMLERLE PAZARLIK YAPTIĞINI ANLATSIN
1960’tan beri CHP’nin darbeyi destekleyen, müdahaleye çanak tutan bir politika izlediğini görüyoruz. 27 Mayıs’ın da 28 Şubat’ın da 15 Temmuz’un da en büyük destekçisi CHP’dir. Normal şartlarda iddialı cümleler kuran birisinden, sözünü tutması ve tankların üstüne çıkması beklenirdi. Ancak CHP Genel Başkanı darbecilerle anlaşıp tankların arasından kaçmayı tercih etti. Sığındığı Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinde, milletin mücadelesini kahve içerek televizyondan takip etti. CHP Genel Başkanı o gece kimlerle konuştuğunu, kimlerle hangi pazarlıkları yaptığını anlatması gerekir. 15 Temmuz sonrası kullandığı FETÖ jargonu ile o gece yaşananlar arasında irtibat olup olmadığını açıklığa kavuşturmalı. 40 yıllık siyasi hayatımızda edindiğimiz tecrübe, bize CHP’nin millet ve memleket gibi bir derdinin olmadığını, Türkiye’nin çıkarları konusunda herhangi bir hassasiyetlerinin bulunmadığını göstermiştir. CHP eksenini kaybetmiş bir partidir.

ABD’YE FETÖ MESAJI
Lafa gelince sürekli demokrasiden bahsedenler, bize hukuk dersi verenler maalesef demokrasi düşmanlarına kol kanat germekten çekinmiyorlar. Birçok batı ülkesinin FETÖ’cülere aleni destek verdiğini görüyoruz. Ancak Antifa örneği herkes için bir ibret olmalı. Bu yapı şimdi terör estiriyor. Nitekim bu taşkınlıklar karşısında Sayın Trump, Antifa’yı terör örgütü olarak ilan edeceklerini açıkladı. Benzer tehdit FETÖ için de geçerli.

CUMHUR İTTİFAKI GÜÇLÜ VE KARARLI
Türkiye, Libya’dan Doğu Akdeniz’e, Suriye’den Irak’a kadar çok farklı cephelerde beka mücadelesi veriyor. Bu mücadelenin başarısı en az İstiklal Harbimiz kadar önemli, zaferden başka şansımız yok. AK Parti ve Cumhur İttifakı bu mücadelenin sancaktarıdır. Zira bu ittifak 15 Temmuz gecesi sokaklarda, meydanlarda omuz omuza yürütülen bir mücadeleyle kurulmuştur. Bu ittifak, pazarlıkların ve gizli-kapaklı anlaşmaların olmadığı şeffaf bir ittifaktır. Cumhur İttifakı ne kadar güçlü olursa, Türkiye de hedeflerine o derece hızlı ve sağlam yürür. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli de bu konularda bizimle aynı hassasiyeti, aynı hissiyatı paylaşıyor.

YENİ SİSTEM TIKIR TIKIR İŞLİYOR
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği avantajlarını salgınla mücadele sürecinde çok iyi kullandık. Kabinemizle tam bir koordinasyon içinde, vakit kaybına mahal vermeden, bürokratik oligarşiye takılmadan gereken tüm kararları aldık ve süratle uyguladık. Daha önce çift başlılıktan neşet eden sorunların hiçbiri bu süreçte yaşanmadı. Kriz döneminde sistem tıpkı bir saat gibi tıkır tıkır işledi. Böylece muhalefetin sistemle ilgili eleştirilerinin ne kadar yersiz, haksız ve gereksiz olduğu ortaya çıktı. Öte yandan biz 83 milyonun huzuru ve sağlığı için başarılı bir mücadele yürütürken, muhalefet belediye başkanlarının çoğu, en basitinden toplu taşımadaki sefer sayısını dahi düzenlemekte aciz kaldı. İnsanımızın sağlığını hiçe sayan, tamamen iş bilmezlik ve koordinasyonsuzluktan kaynaklanan sıkıntılara şahit olduk. Koronavirüs krizini tüm dünyaya örnek bir başarıyla yöneten kabinemize ve yönetim sistemimize yönelik vatandaşımızın duyduğu güven de artmış durumda. Salgın döneminde yapılan kamuoyu yoklamaları bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor. Devletimizin açıkladığı tedbirlere riayet ederek sürecin başarısına katkı sunan herkese teşekkür ediyorum. Tüm vatandaşlarımı “TAMAM” diye sloganlaştırdığımız Temizlik, Mesafe ve Maske kurallarına uymaya davet ediyorum.

YIL SONUNDAN ÖNCE AŞIDA KLİNİK AŞAMAYA GEÇİLECEK
Hamdolsun salgını en rahat karşılayan ülkelerden biri olduk. Test-teşhis, tedavi ve ilaçta hastalıkla mücadele için gereken her şeyi insanımıza ücretsiz sunduk. 8’i aşı olmak üzere 17 ilaç geliştirme projemiz devam ediyor. Yıl sonundan önce, hatta daha erken bu projelerde klinik öncesi aşamaya geçmeyi planlıyoruz.

HAİNLER TEMİZLENİNCE ORDUMUZ KENDİNİ BULDU
Silahlı Kuvvetlerimizin terörle mücadeleden yurtdışı operasyonlara kadar farklı cephelerde imza attığı başarıların altında, bünyesinde yapmış olduğu FETÖ temizliği vardır. İçerdeki hainler tasfiye edilince ordumuz adeta kendini yeniden buldu. Emniyet teşkilatımızda da benzer durum söz konusudur. Bu insicamı korumakta ve güçlendirmekte kararlıyız. Terörü bu toprakların kaderi olmaktan muhakkak çıkartacağız. Bölgemizin geleceğinde bu örgüte yer yoktur.

AYASOFYA FATİH’İN EMANETİ
Ayasofya Fatih’in İstanbul’u fethettiğinde ilk cuma namazını kıldığı ve fethin sembolü olarak camiye dönüştürdüğü bir mekândır. 1934’te Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesi, milletimizin içini acıtan bir karardı. Ayasofya’nın tekrar asli hüviyetine kavuşturulması gerekiyordu.Danıştay’ın kararını hukuk devleti adına, maşeri vicdanı rahatlatma adına müspet bir adım olarak görüyoruz. Çatlak seslerin ise hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Ayasofya’nın statüsüyle ilgili nihai karar mercii Türk Milleti’dir. Diğer ülkelere de ancak saygı göstermek düşer.

SABAHA KADAR UYUMADIM
Başkan Erdoğan, tarihi Ayasofya açıklamasını yaptığı gece için, gazeteci Cengiz Er’e “Sabahın ilk ışıklarına kadar uyumadım” dedi.

DÜNYA İSRAİL’İN HUKUK TANIMAZ ADIMLARINA ENGEL OLMALI
İsrail güçlerinin acımasızca katlettiği Filistinliler, artık küresel medyada haber bile olmuyor. İsrail’i gün geçtikçe pervasızlaştıran, hukuk tanımaz hale getiren en önemli sebep, işte bu küresel sessizliktir. Mescid-i Aksa’nın izzetini korumak, buraya el uzatılmasına mani olmak Müslümanların ortak görevidir. Bizim Musevilere karşı herhangi bir husumetimiz de yoktur. Bizim karşı olduğumuz İsrail hükümetinin işgalci ve hukuk tanımaz politikalarıdır.

GÜNÜN EN ÖNEMLİ MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN

şekerpınar cam filmi çayırova cam filmi çayırova led xenon
ataşehir yağ bakımıataşehir akü değişimiataşehir oto elektrik
Tema Tasarım |
Yazarlar
Video
Galeri