Toplumların en hassas aynası çocuklardır. Onların yüzündeki tebessüm, yarının umududur; gözlerindeki karanlık ise geleceğimiz için bir alarmdır. Türkiye’de her geçen gün daha fazla çocuğun suça sürüklenmesi, sadece bir adli mesele değil, aynı zamanda derin bir toplumsal sorun olarak önümüzde duruyor.
Bugün yapılması gereken şey, çocukları sadece cezalandırmak değil; onları topluma kazandıracak, yeniden hayata tutunduracak politikalar geliştirmektir. Çünkü unutmayalım, her suça sürüklenen çocuk aslında kaybettiğimiz bir gelecek demektir.
Önleyici Adımlar
Çocukları suçtan uzak tutmanın en temel yolu, onları risklerden uzaklaştırmaktır. Okulu terk eden, yoksullukla mücadele eden, aile içi şiddete maruz kalan çocukların suça yönelmesi tesadüf değildir. Eğitim desteği, aile bilinci programları ve psikolojik danışmanlık hizmetleri, bu çocukları karanlıktan aydınlığa çıkaracak en güçlü araçlardır.
Bir diğer önemli nokta ise çocukların boş zamanlarını doğru şekilde değerlendirmeleridir. Spor, sanat ve kültürel faaliyetler yalnızca kötü alışkanlıklardan korumakla kalmaz; aynı zamanda onların yeteneklerini keşfetmelerine ve sağlıklı bir çevre edinmelerine imkân tanır.
Adaletin Çocuk Yüzü
Suça karışmış çocukların yargı sürecinde yaşadıkları travmalar, çoğu zaman onları suçtan uzaklaştırmak yerine daha da içine çeker. Bu nedenle çocuk mahkemelerinin güçlendirilmesi, bu alanda çalışanların çocuk psikolojisi konusunda uzmanlaştırılması büyük önem taşıyor.
Ayrıca hapis cezası yerine, kamu hizmeti, danışmanlık ve rehberlik gibi topluma kazandırıcı alternatif cezalar çok daha etkili sonuçlar doğuracaktır. Çocukları cezalandırmak değil, yeniden topluma kazandırmak temel hedef olmalıdır.
Rehabilitasyonun Gücü
Cezasını tamamlayan bir çocuğun topluma uyum sağlaması için yalnız bırakılmaması gerekir. Rehabilitasyon merkezleri, meslek edindirme kursları ve psikolojik destek hizmetleri, çocukların yeniden hayata tutunmalarını sağlar. Ceza sonrası danışmanlık ve takip sistemi ise onları olumsuz çevrelerden uzak tutar.
Yasal Düzenlemeler Kaçınılmaz
Bütün bunların yanında, 11. Yargı Paketi’nin güncellenerek Meclis’e getirilmesi artık bir zorunluluktur. Çocukları suça teşvik edenlere ağır cezaların uygulanması, infaz yasasının yeniden düzenlenmesi ve sosyal medyadaki tehlikeli oyunların yasaklanması ertelenemez bir ihtiyaçtır. Çünkü çocuklarımızın güvenliği, milletimizin geleceğiyle doğrudan ilgilidir.
İzmir’deki Menfur Saldırı
Bu noktada, İzmir’deki hain saldırıda şehit düşen kahraman polislerimizi rahmetle anmadan geçemem. Aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır; yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Unutmayalım: Çocuklara sahip çıkmak, geleceğe sahip çıkmaktır. Onları kaybetmek, yarınlarımızı kaybetmektir.
Salih Kurt
