DOLAR
Alış: 38.33
Satış: 38.49
EURO
Alış: 43.50
Satış: 43.67
GBP
Alış: 51.00
Satış: 51.38

Furkan 77: Ruhun Gizli Çağrısı
Modern dünyanın karmaşasında kaybolan ruhlarımız, maneviyatın sönük ışığında yönünü arıyor. Furkan Suresi’nin 77. ayeti, bu arayışta bir fener gibi parlıyor ve bize unuttuğumuz bir hakikati hatırlatıyor:
“De ki: Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?”
Bu ayet sadece bir hatırlatma değil, aynı zamanda ruhumuzun derinliklerine yapılan gizli bir çağrıdır. Bu çağrı, bizi maddi dünyanın geçici zevklerinden uzaklaştırarak maneviyatın sonsuzluğuna davet ediyor. Dua, bu davetin anahtarıdır; kalbimizi Allah’a açmanın, O’nunla bağ kurmanın ve O’ndan yardım dilemenin en samimi yoludur.
Dua, sadece kelimelerden ibaret değildir; aynı zamanda bir teslimiyet, bir yakarış ve bir umuttur. Allah, kullarının kendisine yönelmesini ve O’ndan yardım istemesini önemser. Bu ayet, dua etmenin değerini ve Allah ile kul arasındaki ilişkinin derinliğini anlamamız için bir fırsat sunar.
Furkan 77, bize maneviyatın sadece bir inanç meselesi olmadığını, aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu gösteriyor. Modern insanın kaybolmaya yüz tutmuş manevi pusulasını yeniden ayarlamasına yardımcı olabilecek bir çağrıdır. Ruhumuzun gizli çağrısına kulak vererek, huzuru ve mutluluğu yeniden bulabiliriz.
Hakikatin Kayıp İzleri: Bülbülün Feryadı, Karganın Zaferi mi?
Asırlar boyu hakikatin sembolü olan bülbülün sesi, bugün modern dünyanın gürültüsü arasında neredeyse duyulmaz hale geldi. Yerini, kargaların rahatsız edici gaklamaları aldı. Ancak bu değişim, sadece bir ses meselesi değil; ruhumuzun derinliklerindeki bir çöküşün de işareti.
Peki, bu çöküşün sebepleri neler? İslam’ın ve hakikatin aydınlığına giden yol neden bu kadar karanlık ve engellerle dolu?
Kargalar, modern dünyanın sembolleridir: tüketim çılgınlığı, bencillik, yalan, riya ve yüzeysellik. Onların gaklamaları dikkatimizi dağıtıyor, bizi asıl meselelerden uzaklaştırıyor. Bülbül ise, İslam’ın özündeki aşkı, merhameti, adaleti ve bilgeliği temsil ediyor. Onun naif sesi, ruhumuzun derinliklerine fısıldıyor ve bizi gerçek olana, hakikate çağırıyor. Ancak bu çağrı, kargaların gürültüsü arasında kayboluyor.
Günümüz insanı, modern hayatın sunduğu kolaylıklar ve yapay zevkler içinde kaybolmuş durumda. Tüketim toplumunun dayattığı sahte ihtiyaçlar, ruhumuzu besleyen manevi değerlerin yerini alıyor. Bu durum, İslam’ın ve hakikatin aydınlığına giden yolu da karartıyor. Kalplerimiz katılaşmış, vicdanlarımız körelmiş, ruhlarımız ise çoraklaşmış hâlde.
Hakikate yeniden ulaşmak için, önce kargaların gürültüsünü susturmamız gerekiyor. Yani, modern dünyanın bize dayattığı yapaylıktan, yalandan, bencillikten ve yüzeysellikten uzaklaşmalıyız. Kendi içimize dönmeli, ruhumuzun derinliklerindeki bülbülün sesine kulak vermeliyiz.
İslam’ın ve hakikatin aydınlığına giden yol, sabır, mücadele ve fedakârlık gerektirir. Bu yolda yürürken, bülbülün feryadını bir umut ışığı olarak görmeli ve kargaların gaklamalarına asla boyun eğmemeliyiz.
Yazar Hakkında
Adı Soyadı: 🅰️HaberAjans (Haber Servisi)
Mesleği: Gazeteci
''Doğru Habercilikte Biz Her Yerdeyiz''
Benzer Yazılar
-
Toplumsal Dayanışmanın Anahtarı: Şura Ruhu
-
Disleksi: Farklılıkları Anlamak, Güçlü Yanları Keşfetmek
-
Mehdi Beklentisi ve Toplumsal Uyanış
-
Ahir Zamanın Evliyaları: Namazla Dirilen Gençler
-
Şeytanın Ayak İzlerinde Kaybolan İnsanlık
-
Ruhun Karanlık Kuyuları
-
İç ve Dış Dünya: Sîret ve Sûretin Aynasında İnsan
-
Gönül Kazanmanın Sırrı: Edep ve Cihat
-
4/4 Mükerrirlikte Umut Işığı: Cezaevlerinde Adalet mi, İntikam mı?
-
Günahın Gölgesinde Akıl Tutulması
-
İnsanlığın Dönüşümü: Hakikate mi, Nefrete mi?
-
Sekerat Vakti: İman ve Şeytan Arasında Amansız Mücadele