Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, barolarla ilgili yeni bir düzenleme yapılmasına ilişkin olarak, “Barolarla veya başka bir alanla ilgili yapılacak her türlü düzenleme öncelikle katılımcı olmalı. İlgili bütün paydaşların fikirlerinden faydalanılması gerekiyor.” dedi.
Gelecek Partisinden yapılan açıklamaya göre Davutoğlu, sosyal medya hesaplarından gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemi sürecinde birinci dalganın etkilerinin devam ettiğine dikkati çeken Davutoğlu, önerilen maske, mesafe ve temizlik üçlüsünün günlük yaşamda uygulanabilir hale getirilmesi gerektiğini belirtti.
Maske satış fiyatlarını eleştiren Davutoğlu, “Bu durum maskelerin kural dışı kullanımına sebep oluyor. Aynı maske farklı aile bireyleri tarafından bir kaç gün kullanılarak tasarruf yapılmaya çalışılıyor.” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, barolarla ilgili yeni bir düzenleme yapılmasına ilişkin olarak da, “Barolarla veya başka bir alanla ilgili yapılacak her türlü düzenleme öncelikle katılımcı olmalı. İlgili bütün paydaşların fikirlerinden faydalanılması gerekiyor.” değerlendirmesini yaptı.
Adalet sisteminin önemli ve hayati bir uzvu olan baroların tam demokrasinin en fazla örnek alınan kurumları olmasını arzu ettiklerini söyleyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Hem iktidar hem de avukatlar barolarla ilgili bu tartışmanın bitmesini istiyorlarsa, gerçekten dertleri baroların huzura kavuşması ise yapmaları gereken bellidir. Barolardaki her bir avukatın temsil hakkının, özgürlüğünün, ifade hürriyetinin ve oy hakkının korunduğu sonuna kadar çoğulcu yapıyı hayata geçirmeleri yeterlidir. Şu örgütün, bu grubun, şu iktidarın, bu ekibin, şu bölgenin, bu çevrenin barosu olmak istemeyenler her bir avukatın, her örgütlü yapı ve iktidar karşısında azami ifade, oy ve örgütlenme hakkını korusunlar yeterlidir. Başta barolar olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının yapılarında demokratik temsil kabiliyetini artıran bir reform gereklidir.”
“Yatırım ortamını iyileştirmeye ilişkin düzenlemeler acilen yapılmalı”
Genç işsizlik oranının yüzde 25’e yakın olduğunu iddia eden Davutoğlu, “Çalışma hayatı ve istihdamın temel şartı kapsayıcı büyüme politikaları çerçevesinde sürdürülebilir yatırımların özel kesimin öncülüğünde gerçekleştirilmesidir. Yeni istihdam alanları oluşturmak için, her sektördeki yerli ve yabancı sermayeli yatırımların artırılmasına yönelik olarak, yatırım ortamını iyileştirmeye ilişkin düzenlemeler acilen gerçekleştirilmelidir.” ifadelerini kullandı.
Hükümetin çok acil bir biçimde gençleri sermaye ve krediye ulaşma konusunda “pozitif ayrımcılık” uygulamak suretiyle “öncelikli grup” haline getirmek mecburiyetinde olduğunu dile getiren Davutoğlu, hiçbir vatandaşın konut veya otomobil ihtiyacının gençlerin iş bulmasından, geçiminden ve umutlarından daha öncelikli olamayacağını savundu.
Mevsimlik gezici tarım işçilerinin sorunlarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, mevsimlik tarım işçilerinin sayısının 100 binleri bulduğunu, mevsimlik işçi düzeninin son bulacağı yapısal bir reformun gerçekleşmesini, bu gerçekleşene kadar da gereklilik arz eden yerlerde yaşam standartlarının insanileşmesi ve yasal bir güvenceye kavuşturulması gerektiğini ifade etti.
“Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki milli çıkarlarından vazgeçirmeleri mümkün değildir”
Dış politikaya ilişkin de görüşlerini aktaran Davutoğlu, Türkiye’nin BM’nin tanıdığı meşru Libya Ulusal Mutabakat Hükümetini desteklemesinin hem siyaseten hem de stratejik olarak doğru bir politika olduğunu söyledi.
Türkiye’nin komşularıyla dostane ilişki geliştirme arzusunun, onun milli menfaatlerinden ve stratejik çıkarlarından vazgeçeceği manasına gelmeyeceğini aktaran Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Aynı şekilde, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de Antalya Körfezi’ne hapsedilmeyi kabul etmesi mümkün değildir. Bu minvalde, Doğu Akdeniz’de, Türkiye’yi dışlayan herhangi bir enerji ve güvenlik denkleminin kalıcı olması mümkün değildir. Böylesi bir politika hakkaniyetli olmadığı gibi stratejik olarak da uygulanabilir veya sürdürülebilir değildir. Bütün aktörlerin şunu anlaması gerekir, yaptırımlarla, oldubittilerle, tehditlerle veya tarafgir siyasetlerle Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki milli çıkarlarından vazgeçirmeleri mümkün değildir. Bu noktada, darbeci Sisi yönetiminin Libya’yı askeri işgalle tehdit etmesiyle Macron’un Türkiye’ye karşı NATO ve AB’yi sahaya sürme tehditi sadece talihsiz açıklamalar olmakla kalmıyor aynı zamanda her iki aktörün yaşadığı stratejik körlüğü de net bir şekilde ortaya koyuyor. BM, AB, ABD ve diğer bütün uluslararası aktörler Sisi rejiminin Libya’yı işgal ile tehdit etmesini sert bir şekilde kınamalı ve buna karşı net bir pozisyon takınmalılar.”
“İlçe kongrelerimize devam edeceğiz”
Davutoğlu, teşkilatlanma çalışmaları kapsamında, atanan il başkanı sayısının 59’a, ilçe başkanı sayısının 237’ye yükseldiğini dile getirerek, “Geçen hafta ‘ışık doğudan yükselir’ diyerek Ardahan’da ilçe kongrelerimizi başlattığımız müjdesini vermiştim. Bu hafta Batman ve Konya’da yapılan kongrelerle kongrelerini yapan ilçe sayımız 11’e ulaştı. Batman ilimiz ise il kongresi yapabilecek yasal zemine kavuştu. Önümüzdeki hafta başta İstanbul, Bartın ve Şanlıurfa olmak üzere ilçe kongrelerimize devam edeceğiz.” bilgisini paylaştı.
Kaynak: AA
tipobet365 –
youwin –
vevobahis
ankara escort –
siirt escort –
osmaniye escort –
şırnak escort